Lahniza Blogum

Gel Bak Seni Kiminle Tanıştıracağım

canva black cat with a mirror MADQ5f5yjRE - Gel Bak Seni Kiminle Tanıştıracağım

Aslında onu tanıyorsun

Seni hiç yalnız bırakmaz. “Kendimi bildim bileli” derler ya işte sen kendini
bildin bileli yanında. Varlığı sana çoğunlukla iyi geliyor. Hatta o yanında yokken huzursuz oluyorsun,
yanına çağırıyorsun. Başa çıkamadığın her konuda yardım ediyor sana. Her durumda ayakta kalmana,
öne geçmene, yenen taraf olmana da o yardım ediyor. Biraz düşün bak hatırlayacaksın.

Önce Ben

Markette senin sepetinde daha az şey var diye önündeki kadından sırasını isterken de, havaalanında
uçağa önce binmek istediğinde, en önüne geçmek için koşup insanlara çarparken de arkadaşınla
yaşadığın her tartışmada onun özür dilemesini beklerken de, özlediğini aramayıp, ‘O niye aramıyor?’,
diye sitem ederken de, çalışırken herkesten anlayış bekleyip, sana hizmet sunana söylenirken de,
anneni, babanı, çocuğunu, çocuğunun arkadaşını, onu yetiştirenleri eleştirirken de o hep yanında.

Sen Var ya Sen

Sürekli sana destek oluyor ve kulağına fısıldıyor. Dinle bak ne diyor! ‘SENin acelen var, o sonra alsın.’
‘SENin İsteklerin daha önemli, o beklesin.’ ‘SEN değerlisin, o kim?’ ‘SEN bunu hak etmedin, o çoktan
hak etti.’ ‘En iyi, en güzel, en yakışıklı, en akıllı SENsin. Boş ver onu!’ Ve seni ağzından sürekli ‘Ben!’
dökülüyor.
Peki hep mi iyi geçinirsiniz onunla? Tabii ki hayır. Sağı solu belli olmaz, arada kafayı sana da takar.
‘Yüzünü biraz daha mı boyasan?’ ‘O saç sana hiç gitmedi.’ ‘Daha ince görünmelisin.’ ‘Bu burun yüzüne
hiç gitmiyor.’ ‘Bu kıyafetler yetmez.’ ‘O çantayı da al.’ ‘Onda var, sende de olsun.’ ‘O gitmiş, görmüş,
sen de git.’ ‘Daha çok kazanmalısın!’ ‘Daha da al.’ ‘Onu da ye!’ diye az fısıldamıyor hani. Yok yok
fısıldamıyor, avazı çıktığı kadar bağırıyor seni istediği kıvama getirebilmek için.

Gel Seni Egonla Tanıştırayım

Bir bakıyorsun dostun, bir bakıyorsun düşmanın oluyor. Bazen içinden bir ses yükselecek olsa, onu da
elinin tersiyle susturuyor. Kendi sesini duymanı engelleyip hep o konuşuyor, sen dinliyorsun. Geçmişe
dönüp baktığında gördüğün hatalarında suç ortağın olan bu iç sesini tanıdın mı? Evet o senin egon.
Hani bugüne kadar gözün gibi baktığın, besleyip büyüttüğün, her sıkıştığında sarıldığın, seni hep haklı
çıkaran o can dostun… Tamam tamam her şeyin süper, seninki süperego olsun.
Nasıl aranız egonla şu sıralar? Bir an seni bırakıp gider gibi oldu değil mi? Yalnız kalınca başını ellerinin
arasına alıp sen de düşündün mü aslında sadece herkes kadar değerli olduğunu, her şeyi başkaları
kadar hak ettiğini, aldıklarının aslında hiç kıymeti olmadığını, tanrı yapımı şeylerin ne kadar değerli
olduğunu, Kaf Dağındaki burnunun yere düşmesinin an meselesi olduğunu? Nefes aldığın için
şükrettin mi sen de?
‘Hayır!’ dediğini biliyorum.
Egona elini verdiysen kolunu kurtarman zor. Yalnız değilsin, bak. İnsanların hayatlarını acı içinde
kaybettiği şu günlerde, canı sıkıldığı için dolaşanların, başkalarını önemsemeyenlerin egolarını da, can
sıkıntısını online alışverişle gidermeye çalışanların egolarını da, evde çocuğuyla kalmaya tahammül
edemeyen ebeveynlerin okula gidemeyen öğretmenlere saran egolarını da, kendisine hayır diyen
kadını öldüren adamın egosunu da, çıktıkları her programda başka bir bilim insanının yaptıklarını
eleştiren bilim insanlarının egosunu da ve diğerlerini de izliyoruz hep birlikte… Herkes sessiz sakinken
egolar ne de şeffaf ve görünür değil mi?

Kendimiz kadar her canlıyı önemsediğimiz, Evren’in bize armağan ettiği tüm sistemlere şükrettiğimiz
bir hafta olsun.